DİĞER
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Türkiye’nin Mantarları I ve Makro Mantarlar kitaplarının yazarı Jilber Barutçiyan ile Türkiye’nin mantarlarını konuştuk. İsviçre’de hobi olarak başladığı mantarcılığı Türkiye’de kitaplar ve turlarla birleştiren Barutçiyan, “Öldürücü mantarları bilmiyorsanız lütfen ormana gitmeyin” diyor.
Onyıllardır fizik, matematik, iktisat, tarih, siyaset, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi pek çok alanda kitap yayımlamakta olan ve Boğaziçi’nin atanmış rektörü Naci İnci’nin kararıyla kapatılan Boğaziçi Üniversitesi Yayınları’nın bastığı bazı kitaplar…
"Felsefenin henüz bilim tarafından çözülmemiş problemlerden ibaret olduğu, bilimin sınırları genişledikçe felsefenin sınırlarının daralacağını ileri sürenler hâlâ bulunmakta. Bilim dediğimiz şeyin felsefeden doğduğu açıktır, tarihe bakıldığında pek çok felsefi problemin bilimsel gelişmelerle artık problem olmaktan çıktığı da görülebilir – ama bütün felsefe?"
“Bilimkurgu romanları bilime izin veren, bilimsel bakımdan incelenebilecek dünyaları anlatır bize. Oysa Meillassoux, bilimdışı, bilime konu edilemeyecek özellikler gösteren dünyaların hikâyelerinin anlatılması için çağrıda bulunuyor; bu dünyalara dair bir anlatı imkânının görülebilmesi için felsefi engelleri ortadan kaldırıyor.”
İki asırlık bir süreçte halk efsanelerinden gerçeğe, gerçeklerden kurguya vampirin nasıl bir dönüşüm geçirdiğini, akıl-inanç ikircikliliği üzerinden görürüz. Burada dönüşen sadece vampir değil, modern bireyin, uygar insanın doğaüstüne karşı tutumudur...
Kurgusal vampir mitine kaynaklık eden folklorik vampirlerin kökenleri kadim çağlara dayansa da, dünyanın onlardan haberdar olmasını sağlayan gelişmenin, Balkan kırsalında filizlenen “18. Yüzyıl Avrupa Vampir Çılgınlığı” olduğu aşikârdır
Ortaya çıktığı dönemde "realist ve akılcı akıma karşı" doğan vampir anlatılarının bugün, 2018 yılında geldiği nokta gerçekten de şu soruyu doğrular nitelikte: Vampirlerin kanını nereye kadar emeceğiz?
ABD deneysel sinemasının öncü sanatçılarından Barbara Hammer 40 yılı aşkın sanat yaşamında kadının edilgen, erkeğin etken olduğu denklemleri ısrarla tersine çevirir
Işık Ergüden'in Paris BULAC'ta yaptığı konuşmanın metnini K24 olarak yayınlıyoruz. Ergüden: İnadına kitap, inadına düşünce, inadına felsefe ve sosyal bilim demekten başka çare yok sanırım...
Söylem öznesi “Yalan söylüyorum” dediğinde (bile!) yalan söylemiyor olabilir, çünkü yalan öznenin değil, sözcenin yüklemidir...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık